Uluslararası Sosyal Araştırmalar ve Ulusal Eğitim Dergisi

ISSN: 2602-4969

AİLE İÇİ İLETİŞİM PERSPEKTİFİNDEN AFETİN İZLERİNİ SÜRMEK: 2023 DEPREMİ SONRASI MALATYA ÖZELİNDE AMPİRİK BİR ARAŞTIRMA

Author:

Number of pages:
75-88
Language:
Türkçe
Year-Number:
2025-Year: 9 - Number:11

İletişim kuşkusuz toplumsal ve bireylerarası etkileşimin temel dinamiklerinden ve gereksinimlerinden biridir. Zira sosyal sürecin sürdürülebilirliği ancak duygusal ve düşünsel alışverişin dışavurumunun sağlanabilmesi ile mümkündür. Gündelik yaşam pratiğinin hemen her aşamasında karşılaşılan bu eylemselliğin anlamlandırılabilmesi şüphesiz bireylerin salt sözel aktarımlarıyla değil; yazılı ve görsel ifadelerinin yanı sıra bedensel ve içsel tutum ve davranışlarının analiz edilebilmesiyle de mümkündür.  6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve on bir ili etkileyen büyük deprem yalnızca fiziksel yıkımlara yol açmakla kalmamış; aynı zamanda bireylerin sosyal ilişkilerinde ve aile içi iletişim yapıları üzerinde derin etkiler bırakmıştır. Depremin ardından yapılan araştırmalarda birçok bireyin sevdikleriyle olan ilişkilerini yeniden tanımlandığı ve aile içi rollerin gözle görülür biçimde değiştiğini göstermiştir. Ancak bu araştırma dafa farklı bir perspektiften afet sonrası; aile içi iletişim biçimlerinde ve aile yapılarında yaşanan dönüşümleri Malatya ili özelinde anlamayı hedeflemiştir. Nitel araştırma ilkeleri çerçevesinde desenlendirilen ve fenomenolojk yaklaşımla tasarlanan bu araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme tekniği tercih edilmiştir. Etik kurulunun olumlu raporu sonrasında amaçlı örnekleme ve random yöntemiyle belirlenen 12 katılımcı ile yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler sesli olarak kaydedilmiş ve deşifresinden sonra yazılı metne dönüştürülerek içerik analizi yöntemiyle analiz edilmeye çalışılmıştır. Bulgular, afet sonrası hane içerisindeki bireyler arasında duygusal destek, empati ve birlikte başa çıkma eğilimlerinin belirgin bir şekilde arttığını göstermiştir. Ayrıca, kriz koşullarının aile içindeki rollerin daha esnek hâle gelmesine yol açtığı; özellikle ebeveyn-çocuk ilişkilerinde karşılıklı sorumluluk alındığı ve sosyal dayanışma pratiklerinin öne plana çıktığı gözlemlenmiştir. Ayrıca elde edilen veriler afet sonrası ilerleyen süreçlerde güçlü aile içi iletişim yapısının devam ettiğini ve sürecin psikolojik dayanıklılık üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bu yönüyle afet yönetimlerinde aile temelli iletişim politikalarının sürece entegre edilmesinin ne denli önem arz ettiğini göstermektedir.

Keywords


Communication is undoubtedly one of the basic dynamics and requirements of social and interpersonal interaction. Because the sustainability of the social process is only possible through the expression of emotional and intellectual exchange. Making sense of this activity, which is encountered at almost every stage of daily life practice, is undoubtedly possible not only through the verbal transmissions of individuals, but also through the analysis of their written and visual expressions as well as their physical and internal attitudes and behaviours.  The 6 February 2023 earthquake, which was centred in Kahramanmaraş and affected eleven provinces, not only caused physical destruction but also had a profound impact on individuals' social relations and family communication structures. Research conducted after the earthquake showed that many individuals redefined their relationships with their loved ones and that the roles within the family changed visibly. However, this research aims to understand the transformations in family communication styles and family structures after the disaster from a different perspective in Malatya province. In this research, which was designed within the framework of qualitative research principles and designed with a phenomenological approach, semi-structured interview technique was preferred as a data collection tool. After the positive report of the ethics committee, face-to-face interviews were conducted with 12 participants determined by purposeful sampling and random method. The interviews were audio recorded and after transcription, they were converted into written text and analysed by content analysis method. The findings showed that emotional support, empathy and coping tendencies among individuals in the household increased significantly after the disaster. In addition, it was observed that crisis conditions led to more flexible roles within the family; mutual responsibility was taken especially in parent-child relations and social solidarity practices came to the fore. In addition, the data obtained revealed that the strong family communication structure continues in the following processes after the disaster and the process has a determining effect on psychological resilience. In this respect, it shows how important it is to integrate family-based communication policies into the process in disaster management.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 29
Number of downloads 79

Share

Uluslararası Sosyal Araştırmalar ve Ulusal Eğitim Dergisi
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.