Bu çalışma, 1926 yapımı Prag’lı Öğrenci (Der Student von Prag) filmi üzerinden Dışavurumcu (Ekspresyonist) Alman sinemasının görsel dilini ve tasarımsal öğelerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Dışavurumculuk, 20. yüzyılın başlarında Almanya’da ortaya çıkan; bireyin iç dünyasını, korkularını, bilinçaltını ve psikolojik çatışmalarını dışa vuran, gerçekliği öznel bir biçimde yeniden inşa eden bir sanat akımıdır. Gerçekliğin biçimsel olarak çarpıtıldığı bu estetik anlayışta, ışık-gölge dengesi, abartılı perspektifler, keskin hatlar, stilize edilmiş dekorlar, yoğun kontrastlar ve teatral oyunculuk biçimleri aracılığıyla içsel bir ruh halinin dışavurumu hedeflenmiştir. Bu bağlamda filmde kullanılan kontrast ışık kullanımı, geometrik mekân kurguları, dekoratif aşırılıklar ve karakterlerin bedensel jestleri; bireysel parçalanmışlık, kimlik bölünmesi, yalnızlık ve toplumsal yabancılaşma temalarını desteklemektedir. Karakterin kendi yansımasıyla karşılaşması, aynalar ve mekânsal deformasyonlar aracılığıyla görsel bir çatışmaya dönüştürülürken, bilinç ve bilinçaltı arasındaki geçişler sembolik biçimde temsil edilmektedir. Bu çalışmada film sahneleri üzerinden yapılan ayrıntılı görsel analizlerle birlikte sanat yönetimi, kostüm, mekân tasarımı, ışık düzeni ve sinematografi unsurları değerlendirilerek Dışavurumcu sinemanın estetik kodları çözümlenmektedir. Sonuç olarak, Prag’lı Öğrenci, dönemin ruhsal atmosferini ve savaş sonrası Almanya’nın toplumsal bunalımını yansıtan; bireyin içsel ikilemlerini, kimlik arayışını ve yabancılaşma duygusunu toplumsal çözülmeyle ilişkilendirerek sinemanın görsel dili üzerinden aktaran özgün bir estetik söylem ortaya koymaktadır. Film, yalnızca bireysel bir psikolojik çözülmeyi değil, aynı zamanda toplumsal bilinçteki kırılmayı da sembolik düzeyde görünür kılmaktadır.
This study aims to analyze the visual language and design elements of The Student of Prague (Der Student von Prag, 1926) within the framework of German Expressionist cinema. Expressionism, which emerged in early 20th-century Germany, is an art movement that externalizes the individual’s inner world, fears, subconscious, and psychological conflicts, reconstructing reality through a subjective lens. In this aesthetic understanding, where reality is formally distorted, the balance of light and shadow, exaggerated perspectives, sharp lines, stylized sets, intense contrasts, and theatrical acting styles are employed to express inner emotional states. In this context, the film’s use of contrasting light, geometric spatial constructions, decorative excesses, and bodily gestures supports themes of fragmentation, identity division, loneliness, and social alienation. The protagonist’s confrontation with his own reflection becomes a visual conflict through mirrors and spatial deformations, while the transitions between consciousness and the subconscious are symbolically represented. Through detailed visual analyses of key scenes—along with examinations of art direction, costume, set design, lighting, and cinematography—the aesthetic codes of Expressionist cinema are deciphered. Ultimately, The Student of Prague reflects the spiritual atmosphere and social anxiety of post-war Germany, conveying the individual’s inner dilemmas, identity crisis, and sense of alienation through the visual language of cinema. The film reveals not only psychological disintegration but also a symbolic fracture within collective consciousness.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.